kano allappey kerala backwaters

Aşırı Egzotik Alleppey, Kerala Backwaters Günlerim ve Stock Görüntülerim

Aşırı Egzotik Alleppey, Kerala Backwaters Günlerim ve Stock Görüntülerim

1 haftadır kaldığım Alleppey, Kerala Backwaters görüntülerini işledim, youtube kanalımdan izleyebilirsiniz:

http://youtu.be/QXbLXMsktGo

Hindistan’a gelmeden önce nerelere gideyim diye araştırma yaparken, bir fotoğrafa tutuldum resmen. “Yemyeşil bitkilerle kaplı bir derede giden bir kano” görüntüsüydü. (yukarıdaki görüntü) bu görüntünün peşinden geldim buraya ve iyiki de gelmişim : ) Angkor Wat’taki ağaçla kaplanmış binalardan sonra hayatımda gördüğüm en egzotik mekan diyebilirim.

Goa’da süper relax günler geçirdikten sonra epey zorlu bir tren yolculuğuyla geldik. Tren saat 7 gibi kalkacaktı, gece yarısı 00.30 gibi anca hareket edebildi, epey sıkıcı bi tren garında boş boş bekledik saatlerce.

ilk önce kochin’e vardık. Orası da aslında turistik bir şehir ama şehirlerden ziyade kırsallar daha cazip geldiğinden hiç vakit ve para harcamadan esas mekan olan Alleppey’e 2 saatlik bir başka tren yolculuğuyla gittik. O tren için de biraz bekledik. Alleppey’e varışımız tam 24 saat sürdü. (net 12-13 saat yol, gerisi boş boş beklemeler)

Alleppey, doğunun Venedik’i olarak geçen bir yer. Ben Venedik’e gitmedim, net bir karşılaştırma yapamam ama 200 km’nin üzerinde su kanalları olan muazzam bir yer Alleppey.

Sokak gibi dereler var. insanların evlerinin önünde arabalar değil kanoları var, bir yerden bir yere kanolarla gidiyorlar : )

Çıkmaz sokak gibi çıkmaz dereler var : )

Çoğu yerde motorun bile geçmekte zorlandığı ufacık ufacık keçi yolları var. Kiraladığım motoru epey bi hırpaladım, altları çizik içinde.

Burada normalde 3-5 gün kalırız diyorduk, ama çok güzel çok rahat bir yer olduğundan neredeyse 10 gün oluyor buradayız.

Burası küçük bir kasaba ve couchsurfingden kimseyi bulamadım malesef. onun için bi hostelde kalıyoruz. full time marihuana içiyorlar otelde çalışanlar. sürekli boş boş gülmeler, gözlerde kızarıklıklar var. Her tarafta tütsü yakıyorlar marihuana kokusunu alsın diye ama fayda etmiyor, sürekli bir ot kokusu : )

Bakkal’a gidiyoruz, su alacaz. Bakkal su satmıyor, içerde sarılı hazır cigaralar dolu, istiyorsanız 10-15 rupee’ye satayım diyor. (15 rupee, 50 kuruş bizim parayla)

Alkol tüketimi de epey yüksek bu bölgenin. Hatta istatistiksel olarak hindistanın en yüksek bölgesiymiş. Herkesin kafa güzel burada hakkaten. Güzel yanı, ben daha içip sapıtan görmedim. Sarhoş olan köşesine çekilip sağda solda kıvrılıp uyuyor.

Vaktiniz bol olunca, geziniz daha da ucuza geliyor. Misal şu gemi fotoğrafı var ya, o gemilerde kalmanın geceliği 5.500 rupee dediler (ki çok iyi fiyat buranın piyasasına göre, yılbaşı zamanında 20.000’e kadar çıkıyor fiyatlar. 5.500 rupee = 190tl gibi bişey) Ama biz lokal botlarla dolaştık, motorla dere kenarındaki keçi yollarından dolaştık, bazen köylülerden rica ettik botunuza bir tur binebilir miyiz dedik onların kanolarıyla dolaştık, 10 gün boyunca toplamda gemi ulaşımı için sadece 118 rupee verdik (yaklaşık 4tl hem de 2 kişi için, kişi başı sadece 2tl’ye gelmiş oldu tüm gemi/kano ulaşım masrafımız 10 gün boyunca) : )

Bu arada burası deniz kenarı, yüzmek de mümkün. 1 kere yüzdük, sıradan bir deniz bir numarası yok, ama hiç yoktan deniz var, istediğiniz zaman yüzebileceğiniz.

Bir de en başta söylemem gereken şeyi söylemedim, “Backwater” dedikleri şey, bir coğrafi isim. “Vadi” gibi, “körfez” gibi, “plato” gibi bir şey. Dereler denize ulaşmayıp denizin hemen arkasında göl/dere yatağı gibi bişey yapıyorsa, backwater diyorlar burada.

Bu arada kaldığımız hostel odamızda pencerede cam yok, pencereden aşağı bakınca gemi var 🙂

Kısaca burası şahane bir yer, o kadar ki, National Geographic tarafından ölmeden önce görülmesi gereken 50 yer listesinde yer almış kendine.

Share:

Leave a Reply


Notify me of followup comments via e-mail. You can also subscribe without commenting.