tele1 canlı yayın tele ekonomi

Dolar’ın 8 TL Olabileceğiyle İlgili Yazım Sonrası Katıldığım TV Programı Canlı Yayını

 

Yaklaşık 2 hafta önce yazdığım “2017 Sonbahar Türkiye Ekonomik Krizi Potansiyeli (Dolar 8TL’yi görebilir!)” yazım 250 Bin tıkı geçti, ortalama 8dakika okuma süresi var. Beklediğimden fazla okundu yazı. Üstüne bir TV programına davet aldım, ülkenin ekonomik krize gittiğini anlatmak için.

Youtube’a yükledim programı. Youtube kanalım seyahat videoları paylaştığım için ekonomi programı koyup koymamak ikileminde kalmıştım, “liste dışı” opsiyonuyla yükledim. Sadece buradan linke tıklayarak ulaşabilirsiniz, youtube aramalarıyla veya benim youtube anasayfama girerek görülemiyor.)

Link: https://www.youtube.com/watch?v=A0RfHpe_1Ok

.

Benim gibi bir psikoloji mezunu gezgin videocu senarist birisi, ülkede ulusal çapta yayın yapan bir kanalın ekonomi programında “ekonomik krizi” anlatıyorsa; zaten bu bile “ekonomik kriz” işaretidir 😀

Bir parantez: Bana soruyorlar “sen niye bu kadar ilgileniyorsun ekonomiyle motivasyonun ne?” gibisinden. Benim idollerim ilk çağlarda orta çağlarda yaşamış kişilerdir. Hayyam’dır, Da Vinci’dir, vs.. Bu isimler hep bir sürü şeyle ilgilenen insanlardır ve ortak motivasyon hep “öğrenme isteğidir”. Felsefe kelimesinin anlamı zaten “bilgi seven” demektir. misal Hayyam kafayı çeken insan değildir sadece, astronomiden trigonometriye mekanikten coğrafyaya pek çok konuyla ilgilenmiş biridir. Bugün iran’ın kullandığı takvimi bile o tasarlamış.. Da Vinci misal Sadece ressam değil, botanikten anatomiye jeolojiden matematiğe oldukça çok şeyle ilgilenen biridir. Tank, Uçak, Denizaltı, gibi şeyleri icatlarından 300-400 yıl önce taslaklarını çizebilmiş biridir.. İlk kez “kalp” resmi çizen, dolaşım sistemini çözen kişilerdendir..

Ben de kendi çapımda böyle her şeyle ilgilenmeyi seviyorum. Psikoloji, Din, Sanat, Seyahat, Ekonomi vs… O ilk/orta çağ dahileri AA seviyesinde çözebiliyorlarsa, ben bu tarihte CC seviyesinde bile çözebilsem mutlu oluyorum. İnsanlarla düşüncelerimi paylaşmayı sevdiğim için de yazıyorum. (hem de bir kaç ay/yıl geçince, dönüp bakıp, eski düşüncelerimin doğruluğunu test etmiş oluyorum)

Programla ilgili:

TV pek takip etmiyorum, Kanalın ismini daha önce duymamıştım, benim davet edildiğim tarihin sadece 10gün öncesi kurulmuş wikipedia’ya göre. Kadroya baktığımda Enver Aysever, Emre Kongar ana akım medyayla arası açılan isimlerle dolu. (Kanal’ın ismi tele1, ama ekrandaki logo’da kültür türk yazıyor. online izleyebilirsiniz: http://tele1.com.tr/)

Daha önce epey yerde röportaj verdim ama benim ilk canlı yayınım oldu, zaten çok iyi bir konuşmacı olduğumu iddia etmem.. ondan konuşurken biraz takılmalarım var maruz görün ^^

Bir de ufak düzeltme, konuşmanın bir yerinde “amerikadaki ekonomik kriz florida’daki doğal afetle bağlantılıdır” benzeri bir şey söylüyorum. Orada bahsettiğim ekonomik kriz 2008 değil, 1929 krizi. 1926 yılında Florida’da olan tayfun Amerika’nın yaşadığı en büyük ekonomik zarara sebep olan krizdir. (bugünkü enflasyona uyarlanınca) 1929 krizinin tetikleyicilerindendir. (bizdeki 2001 krizinin tetikleyicilerinden birinin, 1999 depremi oluşu gibi) “1926 Miami hurricane” linkinden detaya bakabilirsiniz.

Son olarak: eğlenceli bir şeymiş canlı yayın ^^


takip için:

www.facebook.com/dunyabirmasaldir
www.instagram.com/ozgur_cagdas/
www.youtube.com/user/OzgurCagdas
www.twitter.com/Ozgur_Cagdas

Share:

6 comments

  1. Özgür hocam yazıların çok, ama çok daha vurucu. Bazı insanlar yazmak için yaratılmıştır derler ya, o hesap. Canlı yayın senin için bir tecrübe olmuş ama, sanırım apar topar bir program yapılmış ve fazla da hazırlanma imkanın olmamış gibi… Yazılarını severek okuyoruz…

  2. hocam sallanmasan iyiymis:)

  3. Özgür senin sadece ekonomide değil, herhangi bir konuda yaptığın analizlerde 2 temel sorun var. Bu kadar teknik ve detaylı analizler yapacağına bu 2 temel sorunu analiz et önce bence. Hem psikoloji mezunusun, o alan kendini analiz etmende işe yarar.

    1-Türkiye’nin kronikleşmiş sorunlarını rüzgarla yelkenini şişiren tekne gibi kullanıyorsun. Yani yaptığın analizler hiç ipe sapa gelmez bile olsa Türkiye’nin durumu kötü olduğu için neticede senin analizlerin görece genel geçer bazı doğruluklar içeriyor. Bunu “mass” dediğimiz kitle ıskalıyor ve sen ordan yürüyorsun. Yani bir takım maçı 5-2’de kazansa, 10-2’de kazansa, 7-2’de kazansa sen hep “takım maçı kazandı” dediğin için sonucu söylüyorsun. Tabela spor yazarı dediğimiz cinsten adamlara benziyorsun. Yoksa ne Türkiye ekonomisinden, ne de İslam dininden, ne de Türk kültüründen anlıyorsun.

    2-Dolarla para kazanan bir adam olduğun için ve yaptığın üretim Türk ekonomisine ve finansal piyasalara direk bağlı olmadığı için işlerin iyi gidiyor ve sen kazandığın bu paralarla “yatırımcılık” oynuyorsun. Bu sayede az çok para kazanıyorsun ve bu sende bir “ben yatırımdan anlıyorum” duygusuna yol açıyor. Sadece bu yazın değil, “Dolar 3.30! Önümüzdeki bi kaç aylık Finans ve Yatırımlar” başlıklı yazında da bu duygunun izleri var. Burdaki problemin işlerin iyi gitmesini ve görece başarılı olduğun bir konuyu başka konularla karıştırıyorsun. Yani Amerika’da ortalama bir maaş alan bir adam Türkiye’ye gelse burda çok rahat yaşar ama baktığında Amerika’da orta sınıftadır. Bu adamın Türkiye’ye gelip akıl satması nasıl birşey olursa seninki öyle birşey. Dolarla kazanabildiğin için ve bu doları sana kazandıran işin Türkiye ekonomisinden bağımsız olduğu için bu yaptığın manipülasyonlar elinde patlamıyor. Video üretmeseydin patlardı, yaptığın manipülasyonlar seni geçindirmezdi. Çünü “al-sat” işleri doğası gereği inişli çıkışlıdır, bir yerde tepe taklak gidebilir ve iflas edebilirsin. Ama sen hem sınırlı para ile al-sat yapıyorsun hem de ana gelirin al-sat değil, ana gelirin video üretip satmak.

    O kadar atıp tutuyorsun bakalım bu yorumu yayınlamaya cesaretin olacak mı.

    Bir de Türkiye ve İslam dedim. Bunlarla ilgili kendince yorumlar yapmanda da bir sorun yok. Konu bu iki şey hakkında negatif yorumlar yapıyor olman değil. Mesele konuları karıştırıp bir yerde elde ettiğin başarıyı “herşeyi bilirim” şeklinde bir yanılsamaya dönüştürmen. İyi yaptığın şey ise, sunumun iyi. Canlı yayın performansın ve sözlü anlatımda çuvallıyorsun ama blog yazarken sağlam ve mantıklı atıp tutuyorsun.

    1. slm,

      1- “rüzgarla yelkenini şişiren tekne” dediğiniz zaten trendi yakalamaktır. TR’de Trend yıllardır düşüşte, buna uygun hareket ediyorum.

      2- dolarla kazandığım için ilgilenmeye başladım zaten bu konuyla, uzman olduumu iddia etmiyorum, terste kaldığım da oluyor elbet. Ama demişin ya, “Amerika’da ortalama bir maaş alan bir adam Türkiye’ye gelse burda çok rahat yaşar ama baktığında Amerika’da orta sınıftadır”.. tam da bu sebeple kamboçyaya yerleşmiştim, şimdi de TR’deim..

      herşeyi bilmiyorum, bilemem de ama ilgilendiğim şeyleri incelemek öğrenmek hoşuma gidiyor

    2. Mehmet Emin Coskun, cok televizyon izliyorsun, ordaki cumleleri alip alip koymussun buraya. Konu dogru olup olmaman degil, konu yazdigini matah, cok iyi bir sey sanman. “O kadar atıp tutuyorsun bakalım bu yorumu yayınlamaya cesaretin olacak mı.” Yayinlanmis iste, ne oldu? Ama aliskinsin televizyonda gormeye, “Kanitlamayan serefsizdir”, “Ben hic aldanmadim, aldatilmadim” (ne istediniz de vermedik, kandirildik derken) vs. surekli gergin ortamlarda buluna buluna, daha dusuncelerini ortami gerginlestirmeden aciklayamiyorsun bile. Ha bu arada din kitap olaylarina hic girmiyorum, bu blogtaki yazilanlar yanlis bile olsa (neye inanmak istersen ona inanirsin), kendince dini yorumlayip yillardir sallayanlarin yanindan bile gecemez.

  4. bence bu yorum tam bir akil tutulmasi

Leave a Reply to Özgür Çağdaş Cancel reply


Notify me of followup comments via e-mail. You can also subscribe without commenting.