bangkok

Beklenen Tayland Yazısı :)

Thailand / Tayland Günlerim

Tayland‘da büyük çoğunluğu Bangkok’ta olmak üzere yaklaşık 20 gün kaldım. O kadar çok şey yaşadım ki nasıl toparlayıp eli yüzü düzgün bir yazı yazabilecem inanın bilmiyorum 🙂 ama bir yerlerde başlamak lazım 😛

Öncelikle niye gittim, onla başlayım. Tam anlamıyla tatil için gitmedim. Beni bilenler bilir, yaklaşık 3 yıldır hayatla ilgil genel bir mutsuzluğum vardı ve bunu kırmak, farklı bir şeyler yapabilmek için epeydir çalışıyordum. Bu sebeple 2 yıl önce eylül ayında stok video olaylarına başlamıştım. Belli bir düzeye gelince bana bağımsızlığımı ilan etme şansı vereceğine inanmıştım. Ve de büyük bir destek oldu, bana dünyayı gezebileceğime dair bir güç / bir motivasyon verdi.

Yine beni bilenler bilir, durmadan hayaller kurarım 🙂 Video çekerek kendimi finanse edebileceğim bir dünya turu hayali çok cazip geliyordu, ama pek çok şey hazır değildi. Aynı zamanda varoluşumuzla, evrimimizle, inanç sistemlerimizi de araştırıyorum epeydir. Pek çok şeyi yerinde görmek de istiyordum. insan oğlu işte, gözü doymuyor, istedikçe istiyor 😛

Her zaman temkinli ilerleyen biriyimdir, “opportunity cost” kavramı benim için her zaman önemli olmuştur. (opportunity cost kabaca, aynı miktarda enerjiyi/parayı/zamanı vs. başka yere harcayarak daha iyi şeyler yapmak mümkün mü düşüncesi/kavramı) Taylandı seçmemde de bu temkinli yaklaşımım neden oldu.

öncelikle, nepal’e gitmek istiyordum. (yazın gidecektim, o sıralarda işten ayrılmamıştım) Ama sonra nepal uçak biletinin bölgedeki diğer uçak biletlerinden %70 daha pahalı olduğunu görünce kararımı tekrar gözden geçirdim. Nepale gidip sadece tapınak göreceğim, ilkel hayatlar göreceğim falan iyi hoş ama ya sıkılırsam ne b.k yicem dedim kendime.. sonuçta sıkılmak da olasılık dahilinde, ve dönünceye kadar meditasyon yapacak halim yok sonuçta 😛

En iyisi hem gece hayatı olan, hem sıcak, hem egzotik, denize girebileceğim, hem ucuz, hem de allahsız bir ülke olsun 🙂 (kriterim müslüman ve hristiyan toplam nufusun  genel nufusa oranının %5’i pek geçmemesiydi) Tüm bunlara uyan en şahane ülke de tabiki taylanddı

Çekim yapılmaya da çok elverişli gözüküyordu, ben de çok düşünmeden gittim 🙂

Gidiş ve İlk Kültür Şokları

Uzakdoğuluların çekik gözlü olduğu aşikar tabiki; ama yinede havaalanından inip çevremdeki neredeyse herkesin çekik gözlü olduğu o ilk anlar acaip bir histi 🙂 dedim tamamen başka bir boyut burası, çok keyifliydi..

Birisine şu nerede diye soruyorum, allahım o kadar içten o kadar sevimli konuşarak anlatıyorki başka başka kişilere de soru sorayım konuşturayım istiyorum manyak gibi 🙂 kendi aralarında da “hın tan taa” gibi sesler çıkararak konuşmuyorlar mı kahkahayı basmamak için zor tuttum kendimi 🙂

Telefon

Bu arada turkcell hayvanı taylandda konuşmak için (ve diğer ABD avrupa dışındaki az popüler ülkelerde) bir kampanyası var ve 80tl’ye 2 saat konuşma veriyor mesaj ekstra ücret. Giden arkadaşlara sordum, 1 haftada 200 – 300 tl Turkcelle vermişler sırf.

Ben gittim paşa paşa yeni bir thai hat aldım. adamlar güzel yapmış 1 aylık hatlar satıyorlar, 20 gün için toplamda 20lira anca vermişimdir. içinde 200mb internet de var, epey mesaj ve telefon konuşması da vardı. Orada epey konuşmam mesajlaşmam gerekti ona rağmen, gelirken içinde hala epey bakiye vardı, bitiremedim. Aklınızda olsun, yurtdışına giderseniz hattınızı direk kaldırın köşeye.. 🙂

Konaklama ve Couchsurfing

Ben genel olarak otellerde çok sıkılan bir insanımdır. Zaten yanlız gidiyorum, bir de kendimi otellere kapatırsam çok çok sıkıcı bir gezi olurdu. Ondan mümkün olduğu kadar couchsurfingle takılmak istiyordum.

Couchsurfingden 20’nin üzerinde yabancıyı konuk etmişimdir ama hiç bir yere giderken kullanmamıştım bu güne kadar. Ben de profilinde müsait olduğunu yazanlara mesaj atmıştım. Bangkoka gitmeden sadece 2 gün önce mesaj attığım için göremeyen olur belki diye 70-80 belki 100 kişiye mesaj attım 🙂

Cevap yazan kadınlar normaldi ya buyur gel diyordu ya da müsait değilim diyordu. Yani couchsurfingde verebileceğin yegane 2 cevap bunlar.

Ama erkeklerden dumura uğratıcı cevaplar geliyordu. Erkeklerin çoğu gaymiş (olabilir kötü bir şey değil tabi) ve beni kabul eden gaylerin hepsi de aşağı yukarı şöyle dedi: “Merhaba özgür, tabiki bende müsafir olabilirsin, yanlız ben gay’im bu sorun olur mu. ve odamda başka yatak yok ve odam çok dar sadece benim yatağımda yatabilirsin”

dedim hassiktir noluo lan 🙂

10’a yakın böyle gay cevap aldım, hatta bir tanesi sonuna “korkma ısırımam” da yazmıştı. Erkeklere güven olmaz” derlerdi de inanmazdım 🙂

Ondan bi tırstım, erkeklerde kalmıcam dedim kendime kesinkes. ” Ya bi hatun olur ya da paşa paşa gider bi otel bulurum..

Neyse, beni kabul eden hatunlardan birini aradım varınca. (çünkü normalde 6da varacaktım, rötar yapınca gece 10 oldu eve varmam gece 11, belki o saatte “gelme” diyebilir sonuçta) Neyse, allahtan “tamam bekliyorum” dedi, ben de yola koyuldum.

Bu ana kadar havaalanındaydım, havaalanından çıkmamla yüzüme tokat gibi sıcak hava çarptı. Yani en sıcak bodrum marmaris antalya vs gecesini düşünün ağustostaki.. ondan daha sıcak geldi bir an. Neyse durağa doğru karşıdan karşıya geçerken bir baktım ters yönden gelen bir araba bana korna çalıyor. Geri çekildim bir baktım ki trafik komple tersmiş ülkede ingiliz usulü.. sağdan değil soldan gidiyorlar. Neyseki, ölmeden öğrenmiş oldum 🙂

Hatunun (adı “Luna” bu arada) verdiği tarifte metroda filanca durakta inince, “taksiye veya motorsiklete bin” şu adrese gel diyordu. Motorsikleti kiralamak olarak düşünmüştüm okuyunca ama kiralamak değilmiş, orada motorsiklet taksiler varmış 🙂

çok eğlenceliler, bildiğimiz kurye motorsikletleri ama arkada kurye kasası yok, tek yolcu alıyor o tek yolcuyu götürüyor. Acaip pratik aslında. Tek sorun kafaya kask fln vermiyor canın biraz onlara emanet kelle koltukta gidiyorsun 🙂 bir de hakkaten çok acaip sürüyorlar.

Neyse ilk gün öyle uzun bir süreçle vardım, sağolsun Luna ilgilendi etti.

Bangkok’taki ilk günler

Ertesi gün kamerayı aldım çıktım dışarı dolaşmaya. Herşey o kadar acaip o kadar yeni geldi ki neyi çeksem bilemedim. herşey ilginç. salak turist gibi herşeyi de çekmek istemedim (sonra binlerce görüntü içinden ayıklaması işgence oluyor, bilinçli çekmek herşeyi kolaylaştırıyor)

Genel olarak şehri tanıyayım önce dedim. Öncelikle hayat sokakta. Bizde sadece eminönüne hapsolmuş sokak satıcıları, taylanddın her bir köşesinde. aklınıza hayalinize gelmeyecek yerlerde insanlar bir şeyler satıyorlar. Ve de bizdeki gibi “zabıta” diye bir kurum da yok. Serbestçe satıyorlar istediklerini. Kimse “dükkanın önünü kapatıyorsun” demiyor. Çok rahat, çok huzurlu herkes.

sokaktaki yemekler hem inanılmaz lezzetli, hem inanılmaz doyurucu hem de inanılmaz ucuz. Misal bizde pilavcı olur ya, kıçı kırık kuru kuru pilavı 2-3 liraya satar. Orada o pilavın içine tavuk sote gibi özel thai yemekleri falan koyup veriyorlar ve sadece 1-2 lira arası oluyor. (bizim lokantalarda “soya soslu tavuk” dediğimizde aldığımız tabağa benzer diyim gözünüzde canlanması için)

Fiyatlar ve Ucuzluk

Hayat  genel olarak çok ucuz. Hele ki istanbulun saçma pahalı hayatından sonra, kendimi süper zenginmişim gibi hissettim 🙂 Misal en pahalı benzin 1,7tl (TR’de 3tl üzeri) 2. kaldığım arkadaşın evi küçük bir stüdyo ev, bizim mecidiyeköy ayarı bir muhitte oturuyor ve tüm faturalar dahil sadece 250tl ödüyor. Burda olsa kafadan 600 – 700tl ederdi. Taksiye binip, kadıköyden taksime kadar mesafe gidiyoruz sadece 7-8 lira tutuyor. Otobüs biletleri mesafesine göre 50kuruşla 1 lira arası değişiyor. istanbulda uzun mesafe araç, tek tük hat dışında yok. O sebeple durmadan aktarıyoruz. öğrenci akbili bile, bangkoktaki tam biletten daha pahalıya geliyor. Türkiyede tuvalet 1 lira, orada 7-8 kuruş (ki türkiyedeki tuvaletlerden çok daha temiz tuvaletler)

Anladığım kadarıyla ÖTV tarzı bir vergileri yok, ve de KDV sadece %7. zaten sadece bu ikisi fiyatlarda %30’luk bir ucuzluk sağlar. Yani türkiyede de bu saçma vergi yükü üstümüzde olmasa bizde daha rahat yaşarız.

Yemekler:

Thai mutfağı hakkaten çok zengin çok gelişmiş bir mutfak. neredeyse 20 gün boyunca yediğim bir şeyi tekrar yemedim o kadar çok çeşit vardı. Yani türk mutfağıda zengindir falan da, 3-5 dakikada hazırlamayı beceremiyoruz. Bir türk yemeğini hazırlaması, kafadan 2 saat alıyor. Adamlar tak tak hemen yapıyorlar ve şahane oluyor.

Çok zengin sosları var, aşırı acı koyuyorlar ama istemiyorum dersen sorun yok. Ben genelde sesimi çıkarmadım, acısı çok hoş oluyor diye. Ama bir keresinde acaip fenaydı, 3 Thai 1 polonyalı 1 amerikalı bir de ben bir lokantada yiyorduk Thailar da dahil hepimiz salya sümük ağlamaya başladık acıdan 🙂 bir yandan ağlayıp bir yandan yedik; çok histerik bir durumdu 😛

Thai yemeklerinde hijyen olayı çok enteresan. Normalde bize ne öğretilmiştir, açıkta kalan et çürür bozulur. Özellikle hava sıcaksa çok daha çabuk bozulur. Ama adamlar tavuğu pişiriyor sokakta, sonra koyuyor sıraya satılana kadar açıkta bekliyor. Ben onlardan da yedim (benzeri sosis vs yemeklerinden de yedim) hiç midem bozulmadı.

Yemelerle ilgili tek sorun, kahvaltı olayları yok. Yani sabahın 6sında amca dükkanı açıyor başlıyor tavuk kızartmaya 🙂 dur bir amcacım, sabah sabah tavuk kızartması olur mu yaf.. Ama yapıyorlar valla, sabahın köründe mangalda balık görebiliyorsun.

Bir de deniz ürünlerini sevmedim ama zaten türkiyede de sevmem deniz ürünlerini. Thailarla alakalı değil benle alakalı bir durum.

Kısacası kahvaltı dışında tam olarak bana uygun bir lezzet anlayışları var 🙂

Kadınlar ve Gece Hayatı 🙂

Evet gelelim en merak ettiğiniz konuya 🙂

Arkadaşım, bir ülke bu kadar mı hoş ve tatlı olur. Yani tatlılık, sırf güzellikle alakalı değil. Türkiyede de çok güzel var, kendine bakmayı bilen hatun var. Kadıköy’de göreceğin güzel hatun oranıyla, siamda göreceğin güzel hatun oranı aşağı yukarı denktir. Ama orada hava sıcaklığı her daim 30derece üstünde ve de hatunların hepsi ya mini etek giyiyor, ya da kısa şort. dizinin altı kapalı neredeyse hiç kadın göremezsiniz. yüce şahsiyetin deyimiyle, “Böyle hepsi de civcivlen minik kedi arası bir şey” gibi duruyorlar 🙂

Kadınlar tam anlamıyla ekonomik özgürlüklerini elde etmişler ve bizdeki mahalle baskısı gibi sıkıntıları olmadığı için huzurlular. Haliyle de pek çok konuyu aşmışlar. Eğlenmeyi biliyorlar.

Çok eğlenceli mekanları var. Evinde kaldığım ilk evsahibim Luna, tam bir “parti animal” dedikleri türden biriydi. Beni, o mekandan o mekana götürüyordu. (Ben çoğu zaman mızmızlanıyordum uykum geldi diye, çok şaşıyordu garibim) Ama epey eğlenceliydi. Pek çok değişik insanla tanıştım. En hafızama kazınanı, ingiliz bir kör eleman, londradan tek başına kalkmış bangkoka gelmiş bangkoku “görmeye” 🙂 çok keyifli biriydi..

Bir de şehirin hakikaten acaip bir gay nufusu var. Yani gündüz yürürken hissetmiyorsunuz ama gece olunca bir anda ortaya çıkıyor. Haliyle geceleri, barlarda falan 1 normal erkeğe 2 hatun gibi nufus dağılım istatistikleri oluşabiliyor 🙂

Beni misafir eden diğer evsahibim, ki ismi Nong, ile de epey bir yere gittik. Misal jazz yapan Thai’lar dinledim. pey iyiylerdi elemanlar. Ve de ortam süperdi, her şeyden önce ayakkabıları çıkarıyorsun bara girerken 🙂 çünkü adet öyle 🙂 sonra sanki budist mabedinde yeşil çay içermişcesine oturuyorsun bağdaş kurup ama bira vodka vs takılıyorsun. sahnede elemanlar takılıyor falan. yani iyi hissettirmeyi başaran bir mekandı.

Ayrıca Tayland’ın ladyboyları meşhur. Gelmeden önce epey şey duymuştum. Ama gördüğüm en enteresan şey, bir ladyboyu, bir mağazanın kasiyeri olarak çalışırken gördüm. sonra bir kaç yerde başka normal işler yapan ladyboylar gördüm. Yani Thai’lar, onları oldukları gibi kabullenmişler, cinsel kimliklerinden dolayı dışlamamışlar, fuhuş dışında da bir hayat hakkı tanımışlar. Normal bir işte tıpkı diğer insanlar gibi çalışmasına olanak sağlamışlar. Baya tuttum bu durumu, saygı duydum. Bence bu, (tam emin olmamakla birlikte) avrupa için bile ileri bir şey olabilir.

Açıkçası bangkokta o kadar dejenere o kadar ileri seviye bir gece hayatı olayına tanık olmadım. Pek aramadım da açıkcası, varmış ama açık sokakta olarak değil, mekana giripte gördüğün şeylermiş. (istanbuldaki pavyon kültürü gibi sanırsam) Phuket’ten bahsederken esas dumura uğratıcı şeyleri orada bahsedecem.

Buddhistler ve Tapınaklar

Canlarım, çok sevimliler ama bunlarında saflık/naiflik konularında br müslümandan hristiyandan farkı yok. Sürekli ibadet etmeler, eğilmeler saygı dolu cümleler kurmalar fln.. Aynı muhabbetler. Sadece spagettini çatal kaşıkla mı yemek istersin yoksa chop stickle mi yemek istersin durumu.

Altın Buddha Heykeli de Altın Buddha heykeli diyip duruyorlardı, bi gittim baktım altın değil 🙂 metal bir tabakaya altın rengi boya sürmüşler, altın gibi parlıyor ama zamanla kararıyor. Bazı buddhaların elleri fln kararmıştı 🙂

Bir de buddha’ya çok komik göğüs yapmışlar çok güldüm 🙂 3-4 gün sırf tapınakları tarihi binaları dolaştım, heryeri doldurmuşlar heykellerle. Dedim bu bünyenin, 1 buddha heykeli daha görecek yeri kalmadı, yetti gitti bu kadar tarihi bina deyip ve o anda Phuket’e gideyim gari dedim 🙂

——-

şimdi buraya kadarki kısmı yazdıktan sonra ara verdim yazmaya ve 2 gün geçti üstünden. haliyle cümle yapılarında farkı olacaktır, affedin 🙂

——-

Patong, Phuket

Thailand’ın en meşhur 2 tatil yeri var: Pattaya ve Phuket. Pattaya yazın en yüksek sezonu oluyor, Phuket ise kışın. Kış lafı sizi şaşırtmasın, kışın sıcaklık 30 derecenin üstünde, yazın 40 derecenin üstünde 🙂

Phuket bir sürü sahil şeridinden oluşan bizim muğla benzeri bir şehir. Merkezinde birşey yok, tüm olaylar sahil kısımlarında.

Ben ,Couchsurfingden konuştuğum bir arkadaşın önerisiyle Patong’a gittim. O da benim gibi yolunu kaybetmiş bir Türktü. İzmir’den İstanbul’a okumaya gelmiş, sonra thailanda yerleşmiş bir de üstüne insanları evine davet ediyor 🙂

Neyse, Phuket’i patong’u hızlı geçicem çünkü bir an önce yazıyı bitirmek istiom, yapcak şeylerim var 🙂

Patong, izmir çeşmeyi bilenler için bilenler için şöyle söyleyim, Patong = Çeşme Ilıca + Masaj

Ilıca en sevmediğim sahillerden biridir, suyu hep böyle sıcaktır ferahlamazsın, denize girince yürürsün yürürsün bir türlü derinleşmez. Sahilde bi tomar insan sana şezlong kiralamaya çalışır. Ülkenin en pahalı yerlerinden biridir. (Çeşmede bir kumru sandviçin 18 lira olduğunu bilirim) Orasıda aynı öyle. Thailand’a göre çok pahalı, (ama yinede istanbuldan ucuz tabiki) Hiç öyle tropiklik falan yok. Çekecek bir şey bulamadım, sahilde kamerayı bile çıkarmadım.

Masaj da oradaki sex turizminin temelini oluşturuyor. Yani avrupadaki şehirlerde de red light sokakları vardır, bir sokak boyunca hayat kadını dizilir falan.. Ama Patong öyle böyle değil, en küçük en uzak sokak bile hayat kadını dolu. Kadınlar da bildiğiniz taciz ediyorlar. Yolda yürüyorsun, her bir yandan “Masssaaaaajjj” diye bir ses geliyor. Sokakta yürürken biri geliyor omzuna dokunup okşuyor, biri gelip öpmeye çalışıyor, biri gelip elini pantalonunun ön kısmındaki dokunmaması gereken yere atıyor..  Yani ilk defa hayatımda taciz edilmiş hissettim yani o derece 🙂 Tüm bunları da sadece ve sadece 13 lira için yapıyorlar.

İlk gece couchsurfingden arkadaşlarla takıldım çok maruz kalmamıştım kalabalık olduğumuzdan ama ertesi gece tek başıma çekim yaparken (videolar gelecek yakında, çok acaip görüntüler var) bütün masaj kızları heryerden çıkmaya başladı. Yani susayıp markete giriyorum, orada alışveriş yapan bir masaj kızı, kasa sırasında beklerken “masaj istermisin” diye sormaya devam ediyor. Bir kafeye oturayım bir bira içeyim diyorum, hemen bir masaj kızı geliyor. “Yahu git!” diyorum, kovuyorum. Güç bela gidiyor, sonra farklı bir masaj salonundan farklı br hatun gelip şansını deniyor. 🙂 “Dokun, beğenmezsen ısrar etmicem, ama lütfen bir dokun” diyen bile oldu.

En bombası da McDonald’s. Ya dedim bu masaj kızları beni bırakmıcak, güvenli bir liman olarak mcdonald’s’a sığınayım dedim. Orada baktım masaj kızı falan yok, oh dedim girdim sıraya. Bu arada bu anlattıklarım gece 11 ile 3 arası oluyor. Mcdonalds’a geldiğimde de 1.30 – 2 falan. Bir avustralyalı kadın, 40 – 50 yaşlarında baştan aşağı makyaj yapmış gereksiz boyanmış biri, tek gelmiş ama tatmin olmamış. Tekrar tekrar bunu tekrar etti, kimse beni tatmin edemedi burada diye 🙂 “no one satisfied my needs” diyordu 🙂 Thai erkekleri şöyle kötü böyle kötü diye anlattıkça anlattı. Ben de bunaldıkça bunaldım tabi. Tam çıkıp gidecekken afiyet olsun dedim, dedi nereye gidiyorsun. Dedim daha çekim yapacam, dedi: “Çekim için ne kadar ödüyorlar sana, ben daha fazlasını vereyim benle kal. Yanlız kalmak istemiyorum”

Sonrasında biraz daha konuştu.. Ama hiç çekici değildi. Boyalıydı, aşırı parfümlüydü, beni tahrik etmemek için ne gerekiyorsa yapıyordu. Bazen olur ya, hiç bir şey ama hiç bir şey hissetmezsin, tek istediğin gitmektir, öyle hissettim ve gittim..

Gittiğimde daha da enterasan şeyler gördüm. gece 3’e doğru sokak full hayat kadını doluyor. yani masaj kostümlerini çıkarıp harbi harbi açık pazar haline geliyor ortalık. Orada bir kaç pazarlık gördüm inanılmazdı.

5-6 tane farklı farklı turist kadın, farklı farklı ladyboyla pazarlık yapıyordu. yine bazı turist kadınlar, başka kadınlarla pazarlık yapıyordu. Kadınların kadınlarla veya ladyboyla birlikte olmak için sıraya giriyorlar neredeyse. Bir kere daha “Vay anasını!” dedim..

Sonra turist bir çift gördüm, onlar bir ladyboy’la konuşordu. Dedim fantaziye bak arkadaş! Herhalde eleman ladyboy’a gircek, ladyboy’da kıza.. uslu uslu trencilik oynayacaklar 🙂

Dedim ben çok kalmayım buralarda, efendi efendi bangkoka döneyim 🙂

Ertesi gün Phuketten gitmeden hem adaları göreyim hem de diğer sahillere de bakayım dedim. Hızlıca dolaştım çekilecek bir şeyler varmı diye, sıradan akdeniz görüntüleri. hiç vakit kaybetmek istemedim geçtim gittim.

Tabi bi de Fil’e bindim 🙂 File binip dolaşıyorsun, çok acaip bir hayvan 🙂

Yeniden Bangkok ve Yurda Dönüş

Bangkok’a dönünce, kendimi eve dönmüş gibi hissettim bir anda. kısa sürede epey alışmışım oraya.

Bu gidişimde de epey olay oldu ama yazı yeterince uzadı burada bitiriyorum 🙂

Öyle işte 🙂

P.S: Videoları henüz işlemedim, onları işleyince bir klip de yaparım.

Share:

6 comments

  1. Dostum Thailand anılarını okudum, ben de oraya 3 kez gittim ve toplamda 1 ay kadar kaldım..İki tane kız arkadaşım vardı sağolsunlar beni misafir ettiler ;).Dediklerine aynen katılıyorum, çok uucuz ve sevimli bir ülke hatta bir ara oraya yerleşmeyi bile düşünmüştüm 😀

  2. evet dostum geçen 17.02.2013 de pattaya’ya gittim gerçekten süper bir ülke kendimi hiç bukadar özgür ve hiç bu kadar mutlu hissettiğimi hatırlamıyorum tabi bu yorumu okuyanlar tabi seksle alakalı olduğunu sanacaklar tabiki tam anlamıyla hayır diyemeyeceğim fakat sadece o değil neyse önümüzdeki aralık ayında tekrar gitmeyi düşünüyorum çünkü türkiyede tatil benim için bitti oraları gördükten sonra

  3. Normal erkek ne demek? Eşcinsel erkekler anormal mi? Lütfen ayrımcı dilinizi bırakın. Bu çok kırıcı ve kabul edilemez, heteroseksist bir dil. Onun yerine heteroseksüel erkek / kadın diyebilirsiniz.

  4. Güzel gezi olmuş.. Umarım daha sonra tekrar gider daha uzun da kalısın.. Ben de yeni Tayland’dan geldim, yazılarıma başladım 🙂
    Tayland maceralarımızı merak edenler blogumuzdan okuyabilir:
    http://livelovethank.com/category/tayland/

Leave a Reply to killa and city Cancel reply


Notify me of followup comments via e-mail. You can also subscribe without commenting.