Ananem şu an 90 yaşlarında. 16 yaşından beri sigara içiyor. hem de tek tük değil, günde 2-3 paket samsun içer. nerdeyse 75 yıllık sağlam içici. Çocukken hatırlarım ananem beni bakkala gönderirdi, 1 sigara al derdi, ben anlardım ki 1 paket değil 1 koli sigara kastederdi.
Ben yoldayken ananem hastalanmış, uzaktayım üzülmeyim diye haber etmemişler, gelince haberim oldu, Ayaklarında damar tıkanıklığı oluşmuş, tedaviye alınmış, bi kaç gün hastanede kaldıktan sonra 20 gündür de evde yatmaktaymış. Ayakları düzelmiş esasen ama o kadar uzun süre yatmaktan yaşama sevinci azalmış. 20 gün boyunca yataktan çıkmamış/çıkamamış.
O kadar uyuyunca hafıza da halüsinasyonlar üretmeye başlamış, gerçekle hayal ufaktan iç içe geçmeye başlamış.
Tabiki sigara yasak.
Ben geldiğimde kafa kel, sakal 2-3 haftalık olunca tanımadı beni garibim. “Sen özgür değilsin” dedi. Normalde sesimden tanırdı ama bu sefer sesimden de tanımadı. Yatağın içine gömülmüş tüm hayat enerjisi gitmiş gibiydi.
Ertesi gün oldu, gene aynı. Beni tanımıyor, yatakta yattıkça yatıyor hiç kalkmak için bir hevesi yok.
Bana “Sen özgür değilsin!” deyip duruyor. dedim niye öyle diyorsun, yarı baygın bir şekilde “özgür gelince beni kurtaracak” dedi.
Benim hiç ananemi kurtarmışlığım falan yoktur, hep ananemle ilgili zor durumlarda annem halleder. Nasıl bir bilinç altı acaba dedim. 2-3 saat düşündüm, sonra jeton düştü.
Tabi ya, 75 yıllık içiciye 20 kusur gündür sigara vermemişler. Haliyle vucut tepki vermiş.
gittim hemen sigara ayarladım, yak bi tane dedim, çocuk gibi sevindi. Sonra duraksadı. Dedi “ama burada içersem heryer kokar. Annen anlar.”
Annemden korkar sigara konusunda. Annem, ananeme sigarayı yasaklamıştı 4-5 önce. O da gizli gizli balkonda içiyordu. (annem elbet farkediyordu ama “2-3 tane az içse kar kardır” diye bakıyordu.)
Dedim salla annemi şimdi ben kolonya karanfil parfüm bişey ayarlarım, sen keyfine bak.
O dakkaya kadar ne beni tanıyan, ne de baygın baygın bakan gözleri %30’dan daha fazla açılabilen ananem canlandı. Verdim sigarayı, yaktım. ilk dumanı derin derin çekti.
“Oh be dedi!”, bi fırt daha aldı.
“oh be, ben bunların esirimiyim, kölesimiyim.” dedi çocuk gibi. “kızcaklarsa kızsınlar, kapı önüne koycaklarsa koysunlar, ben içicem yaf” dedi.
İçti güzel güzel, rahatladı, sonra huzurlu huzurlu uzandı yatağına.
Aradan 2 saat geçti, 20 gündür tuvalete bile gitmeyen insan (çocuk bezleri kullanıyordu) “ben balkona gitcem” dedi.
Tabi olay balkon değil, rahat rahat sigara içebilmek.
Aradan 2 gün geçti, 5-6 kere balona çıktı paket bitti. Şu anda daha iyi, tuvalete de kendi gitmeye başladı, sucuklu yumurtasını da yemeye başladı.
Dün karşılıklı bira da içtik.
Yani şu anda iyi kötü hayattan zevk almasını sağlayan bir şeyi var.
damarı tıkalıymış, kan değerleri şöyleymiş böyleymiş. Ama insan robot değil. bu tarz biolojik veriler kadar “yaşama sevinci”, “motivasyon”, “iç huzur” gibi şeyler de var. Çoğu insanın kan değerleriydi, tansiyonuydu şekeriydi şusu busu aslında çok iyi olduğu halde, “kaygı” ve “endişe” yüzünden çok çabuk hastalanır, hastalık süresi de uzadıkça uzar.
Bir de hani olacak olan olur, ama kusursuz tedavi edilip mutsuz 2 gün yaşayacağına insan, kusurlu ama mutlu 1 tek gün yaşamak isteyebilir. Bunun tercihi de kişinin kendisinde olmalı, ve saygı duyulmalı.
Şimdi birazdan gene balkona çıkıp sigara bira yaparız ananemle. Arkadan da biraz tanju okan gelir belki
Sağlığına.. Şerefe..
Çok iyi be 🙂 🙂